28 Mart 2013

Mitsubishi Lancer 1.8 INTENSE CVT

 Mitsubishi Lancer 1.8 INTENSE CVT

Bazı insanlar vardır…
Girdikleri ortamlarda, konuştukları topluluklarda her zaman dikkatler onların üzerindedir. Farklı bir farkındalıkları vardır. Herkesler onlardan bir şeyler almaya, esinlenmeye çalışır.  
Bazıları buna Karizma diyor…
İşte bu kez sahip olduğum ve inceleyeceğim Otomobil de tıpkı yukarıdaki anlatımımı simgeliyor.

Tekrar bir Mitsubishi ile karşınızdayım…
Honda City aracımdan önce kullandığım Mitsubishi Colt, bende derin izler bıraktı ki tekrar Mitsubishi’ye döndüm diye düşünebilirsiniz. Uzun zamandır hayallerimi süsleyen bu aracın incelemesini diğerleri gibi bir oturuşta değil, günlerce üzerine ilaveler yaparak tamamlıyorum.

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, bu araçta kendinizi safkan bir spor otomobilde gibi hissediyorsunuz. Size bunu hissettirecek çok fazla detay düşünülmüş. Performansından  yol tutuşuna, konforundan güvenliğine, heybetli görüntüsünden yakıt ekonomisine, tüm detaylar Mitsubishi Mühendisleri tarafından incelikle dokunulmuş. 1.5 ve 1.6 Lancer’dan her anlamda farklı olan 1.8 Lancer, tamamen kendine özgü yapısıyla ülkemizdeki Lancer modellerinin içerisinde Evo X’den sonraki en güçlü seçenek olarak karşımıza çıkıyor.
Araç, spor görünümü ve rengi sebebiyle trafikte dikkatleri üzerine toplayan bir yapıya sahip. Çoğu zaman insanların aracı birbirine gösterdiklerine şahit oluyorsunuz. Park ettiğiniz yerlerde çocuklar yanaşıp “kaç yapıyor abi bu” diye sorabiliyorlar. Ülkemizde 2009 ve 2011 yılları arasında toplam 161 adet satılmış olan bu aracı her sokakta veya yolda görme şansınız ne yazık ki yok.
Benim aracımda diğer tüm 1.8 Lancer’lar gibi ruhsatta INSTYLE diye geçse de, esasen INTENSE modeli. 2009 yılından beri ülkemize getirilen aracın sıfırının fiyatı 75bin TL dolaylarında.
İkinci el olarak aldığım aracın rengi Yakut Kırmızısı olarak geçiyor ve lansman rengini taşıdığı için biraz şanlı olduğumu söyleyebilirim.  Bana göre Lancer’a en çok yakışan ve aracı gösteren renkler Kırmızı ve Beyaz seçeneği. Siyahta asil duruyor fakat aracın hatlarını tam olarak belli etmiyor diye düşünüyorum.
1.8 Lancer, diğer 1.5 ve 1.6 Lancer’lara göre çok farklı donanım özelliklerine, yol tutuşuna, motor performansına, ses sistemine ve dış görünüme sahip…
 
Daha önce bir Mitsubishi kullandığım için şu iki detayı çok iyi biliyordum,

Temiz bir Mitsubishi alarak;
  1. Performans anlamında her zaman kağıt üzerindeki değerlerden çok daha fazla performans elde edeceğimi,
  2. Yakıt tüketimi anlamında yine kağıt üzerindeki değerlerden düşük değerler elde edeceğimi biliyordum. Bu sebeple Lancer 1.8 CVT bana göz kırpıyordu…

Aracın kalbi 1798cc, 143Hp ve 178Nm değerlerine sahip 4B10 kodlu MIVEC motordan oluşuyor. Maksimum gücünü 6000devirde veren araç, maksimum torkuna ise 4250devirde ulaşıyor.
Düşük devirlerde sakin ama kendinden emin ilerleyen araç, ara hızlanmalarda da gaza sonuna kadar basmanıza gerek olmadan aracı istenilen hıza taşıyabiliyor. 
Gelelim üst devirlere, yani 4-6bin devir bandına…
Burada küstahça bir gülümseme attığımın farkındasınız biliyorum. Evet, araç Direksiyonun arkasındaki gerçek Magnezyumdan üretilmiş kulakçıklarla kullanılmaya başlandığında bu devir aralıklarında adeta çıldırıyor diyebilirim. 
Spor modda kullandığınız zaman aracın Hiç bitmeyen bir gücü var izlenimine kapılıyorsunuz. 1.8 ve 143 beygirin hakkını spor moddayken daha keyifle aldığınızı söyleyebilirim.
D modunda ise araç daha çok ekonomi yapma amaçlı çalışıyor. D modundaki kullanım durumunuzu belirli aralıklarla takip eden INVECS III teknolojisi, sizin aracı sürme karakteristiğinizi kaydedip ona göre bir performans sergiliyor. D modunda aracı çok agresif kullanırsanız, araç her daim fırlamaya hazır bir kısrağa dönüşüyor ve tüketimde buna bağlı olarak artıyor. Gaza sonuna kadar bastığınızda devir 6bin civarına kadar çıkıp sabitleniyor ve bu sırada araç çıldırırcasına ivmelenmeye devam ediyor. Benim size önerim kendi kullanma stilim olan, D modunda ekonomi yapma odaklı sakin kullanım, bu sayede düşük yakıt tüketimi elde etme, agresif kullanma ihtiyaçlarında ise spor moda geçme. Bu arada belirtelim, Vites kolu üzerinde Spor modu yer almıyor, Siz kulakçıklarla oynamaya başladığınız an araç spor moda geçmiş oluyor. Sağ Magnezyum kolu kendinize bir süre çekili tuttuğunuzda tekrar D moduna geçmiş oluyorsunuz.
Spor modda ayrı bir karaktere bürünen Lancer, 0-100 ve son hızlarda D moduna göre çok daha iyi zamanlar elde etmenizi sağlıyor.

Genelde yol tutuşu iyileştirmek için modifiye anlamında yapılan “Kule Gergisi” bu araçta standart olarak geliyor. 18'' jantlar ile birlikte araç yolda adeta süzülerek yol alıyor. Lancer 1.8 virajlarda ve ani manevralarda size sonuna kadar güven veriyor.  ASTC(ESP) istenildiği zaman kapatılıp açılabiliyor. Ben her daim açık kullanıyorum. Lastik ebatı olarak aracın standart fabrika çıkışında 215X45X18 ölçüleri yer alıyor.
Araçta Çok kollu süspansiyon kullanılmış ve 1.8’de süspansiyonlar spor olarak ayarlanmış durumda. Bu sebeple Yol tutuş çok başarılı bir hale gelmiş. Lastik yanak ebadı 45 olmasına karşın, darbeleri emen ve kabine çok fazla iletmeyen bir yapıya sahip. Diğer 1.5 ve 1.6 modellerine göre daha farklı bir yalıtım sistemi uygulanmış. Camları kapattığınız zaman adeta dış dünya ile irtibatınız kopuyor diyebilirim. Orta yükseklikteki hızlarda dahi içeriye rüzgar sesi vb. almıyorsunuz.
 
Lancer 1.8’de diğer 1.5 ve 1.6 Lancer’da kullanılan klasik 4 ileri Otomatik şanzıman kullanılmıyor
Genel olarak sorunsuz şanzımanlar kullanan Mitsubishi, Colt’da dünya devi Getrag ile çalışırken, Lancer 1.8’de Otomatik Vites olarak Japon menşeili Jatco’nun üretimi olan CVT şanzımanı kullanıyor. Aynı şanzıman yurt dışındaki 2400cc Lancer’larda da mevcut. Jatco daha önce incelediğim 2.0 Ford Mondeo TDCI Otomatik Şanzımanında gözüme çarpmıştı. Belki biliyorsunuzdur, dizel 2.0’lık Mondeo motoru çok yüksek tork değeri(340Nm) sunuyor ve buna karşın Otomatik Şanzımanı hiç sorun çıkarmıyor. Bu kadar yüksek torka rağmen bir şanzıman sorun çıkartmıyorsa benden tam puan almayı hakkediyordur. Lancer 1.8’de 6 ileri kademeye sahip şanzıman F1 olarak direksiyonun arkasındaki Magnezyum kulakçıklar sayesinde Spor modda kullanılabiliyor. D modunda şanzımanın CVT olması sebebiyle 1500 devirde tüm şehri dolaşabiliyorsunuz. Ani gaza basmalarda devir örneğin 5-6 bin devirde sabit kalırken hız sürekli artıyor. Şanzımana kısa bir süre içinde alışabiliyorsunuz ve adeta araç, şanzıman ve siz arasında bir bağ oluşuyor.
Bu bağ sonrasında şu izlenimi elde ediyorsunuz; Araç D modunda ağırbaşlı beyefendi bir yapıda yolda süzülerek ilerliyor. Spor modda ise, adeta tüm enerjisini bağırarak haykıran bir boğa edasıyla asfaltı kazıyor…
 
Gelelim bu aracın belki de en iyi özelliklerinden biri olan 8+1 Ses Sitemine;
Rockford Fosgate imzalı 650W Premium Müzik sistemi, bu araçta gaz pedalından ziyade sizi heyecana getiren ilk unsur diyebilirim. Bagajda bulunan 10'' lik punch(subwoofer) ile bass vuruşlarını içinizde hissetmenizi sağlıyor.
6 adet CD alan ana ünite üzerinde istediğiniz tüm ayarlamaları gerçekleştirebiliyorsunuz. Direksiyon üzerindeki butonlar ile de ses sitemini kontrol edebiliyorsunuz. Bu araçtaki ses sistemini herhangi bir araca uygulamaya kalktığınızda 2013 yılında 4500TL gibi bir harcama yapmanız gerekiyor. Çok başarılı bir ses sitemi olduğunu yenilemek istiyorum. Daha önce Ford Focus’da kullanılan Sony ses sistemini çok iyi ve yeterli buluyordum, taki bunu dinleyene kadar…
Bluetooth, Far-Yağmur Sensörü, Cruise Control, Soğutmalı torpido, içinde 12 V’luk elektrik girişi olan Kol dayama, AUX girişi, Ön konsolda, kapılarda ve Vites kolunun ön kısmı ile çevresinde karbon kaplama gibi konfor, güvenlik ve sürüşü kolaylaştırıcı birçok özelliğe sahip.
Yakıt tüketimi olarak, hafta sonları yaptığım Maltepe-Beyoğlu geçişlerinde köprü trafiği olduğu halde,  7.3 Lt gibi değerleri yakalıyorum. Çok aşırı dur kalkların olduğu trafikte 9 litre civarı bir tüketim çıkıyor. Durmaksınız gidilen Otoyollarda ise 5-6 litreli değerler kolaylıkla yakalanabiliyor.
Yol Bilgisayarında anlık, ortalama tüketimlerle, kalan yakıtla gidilebilecek mesafe, sıcaklık göstergesi, periyodik bakım hatırlatıcıları, ESP uyarıları gibi bir çok detaya ulaşabiliyorsunuz.

Aracın kapıları oldukça ağır ve kapanırken tok bir ses duyuyorsunuz. Kapı üstleri pahalı araçlarda olduğu gibi bir hayli geniş tutulmuş. Rahatlıkla kolunuzu buraya koyabiliyorsunuz. Tüm kapılarda eşya koyma gözleri bulunuyor. Önde bulunan kol dayama 2 kademeli açılıyor ve içerisinde 12 V aksesuar girişi bulunuyor. Arka kol dayamada arkadaki yolcular için oldukça rahatlık sağlıyor ve iki adet bardak tutucu içeriyor.
 
Aracın torpidosu soğutuculu ve soğutma özelliğini isterseniz açıp kapatabiliyorsunuz. Yine torpidoda ön yolcu hava yastığını kapama düğmesi bulunuyor. Torpidoda aydınlatma olmayışı bir eksiklik sayılabilir. Tüm camlar 2 kademeli Otomatik açma kapamaya sahip. Tüm camlarda sıkışma önleyici özelliğide bulunuyor.
Euro NCAP çarpışma testlerinden 5 yıldız alan araçta Sürücü Diz dahil olmak üzere Toplam 9 adet Hava Yastığı bulunuyor.
400 litrelik Bagaj hacmi sedan bir otomobil için yeterli düzeyde. Aracın kalitesini bagajı açtığınızda da görebiliyorsunuz. Uzaktan kumanda üzerindeki bagaj açma düğmesiyle bagajı açabiliyorsunuz.
Yetkili serviste 1.8 aracınızı bilgisayara bağlatıp kendinize özgü ayarları birkaç dakika içinde  yaptırabilirsiniz, örneğin; Uzaktan Kumanda düğmesi ile tüm camları açıp kapatma, yine uzaktan kumanda  ile kapıları açtığınızda eğer hava kararmışsa farlarınızın da yanması, kontağı kapatıp anahtarınızı çıkardığınızda cam açma/kapama düğmelerinin kaç saniye süreyle aktif kalacağı, kapıların otomatik kilitlenmesi, yol bilgisayarında değişiklikler gibi birçok özelliği açtırıp kapattırabiliyorsunuz.

Bu araçta son derece objektif yaklaşmama rağmen eksiklik olarak sayabileceğim konular çok sınırlı. Bu kadar kaliteli bir ses sistemi için daha yüksek radyo frekans alıcısı konulabilirmiş, zira radyonun bazen ses sisteminin hakkını vermede güçlük çektiğine şahit oluyorsunuz. Bir diğer detay noktada torpido içerisinde aydınlatma olmayışı olarak sıralayabilirim. 

Sonuç olarak, tercih edilmesi aşamasında biraz cesaret isteyen bu araç 1.8 oluşunun hakkını performans, yol tutuş, güvenlik ve konfor anlamlarında fazlasıyla veriyor. Yakıt tüketimi anlamında birçok 1.6 Otomatik benzinli modelden(Honda Civic, Mazda 3, Ford Focus, Opel Astra, Vw grubunun FSI Otomatikleri) daha az yaktığını çok net söyleyebilirim. İstenildiğinde LPG dönüşümüne de olanak tanıyor ve başarılı sonuçlar alınabiliyor. 

Çok kaliteli profesyonel bir ses sistemine sahip bu araç, diğer konfor ve güvenlik ekipmanları ile sizin ve ailenizin güvende yolculuk yapmasını sağlıyor. Fiyat/Performans anlamında sınıfında 1.sıraya oturacak bu model genelde temiz ve titiz kullanılmış olarak ikinci el olarak bulunabiliyor. 

Bu araç için, Sedan aynı zamanda Spor bir Otomobil almak, farklı olmak isteyenler için biçilmiş kaftan diyebilirim.

2016 yılında yeniden aldığım ve incelemesini gerçekleştirdiğim Lancer 1.8 CVT incelemesi aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz;
http://otomobiltestgaraji.blogspot.com.tr/2016/04/mitsubishi-lancer-18-intense-cvt.html





İyi Sürüşler